Translate

31 Ağustos 2012 Cuma

GURURUMUZ ÇİGDEM DEDE

Bir mutluluğuda bize Çiğdem Dede yaşattı.Gururumuz bize gümüş madalya getirdi.44 kg bayanlar halterde 105 kg kaldırarak dünyaya gücünü gösterdi.Peki Çiğdem Dede kim?Kısaca bu konuda bilgi vermek istiyorum.Çiğdem 32 yaşında.Haltere 29 yaşında başladı, bir yılda Türkiye şampiyonu, dünya dördüncüsü oldu.Şimdide Londra Paralimpik Oyunlarında 2. olarak gümüş madalyayı kazandı.




TEŞEKKÜRLER ÇİĞDEM

 

CAFCAF

ALTIN KIZ NAZMİYE USLU

Bildiğiniz gibi Londra Paralimpik Oyunları başladı.İlk mutluluğu bize yaşatan dünya rekoru kırarak ülkemize altın madalya getiren Nazmiye Uslu oldu.Gücün,kuvvetin istekte olduğunu zaferin en başta belirlendiği bize gösterdi.Hemde Zafer Bayram'ında.

2012 Londra Paralimpik Oyunları'nda, kadınlar halter katagorisinde 40 kiloda mücadele eden Nazmiye Uslu, 109 kiloyla dünya ve paralimpik rekoru kırmasıyla birlikte göstermiş olduğu mutluluk görülmeye değerdi.

 

TEŞEKKÜREDERLER ALTIN KIZ

 
 
 CAFCAF

ÇEYİZİME ALDIKLARIM :)

Merhaba,

Evet her genç kızın mutlaka yatak altında,dolap içinde hatta üstünde ordan burdan aldığı çeyizleri vardır.Özellikle evlilik zamanı yaklaştıkça çeyiz alımı hızlanır.Heyecan artar.Önceden kıyafet,makyaj malzemesi almak mutlu ederken birden çeyiz almak insanı inanılmaz mutlu eder.Bende size geçen gün çeyizime kattığım küçük mutfak gereçlerimi göstermek istiyorum.İnsan görünce dayanamıyor hepsinden istiyor :)Markafoni'den aldığım cicilerim:)

İşte benim güzel nazar boncuklu çay kaşıklarım.Görünce benim olmalılar dedim:)Fiyatıda %50 indirimdeydi bu fırsat kaçmazdı.Camdan oldukları için çokta sağlıklılar.


Buda benim pembe silikon fırın tutacağım.Artık mutfaklarda bunlar moda.Rengarenk birsürü rengi var.


Buda hazneli rendem.Tabağa rendelemek biraz zor oluyor.Özellikle domates gibi sebzeler tabağa rendelerken etrafa sıçrıyor.Bu rende bizi küçük lekelerden kurtarıp,pratik bir çözüm sağlıyor.

 

 

İşte benim alıp mutlu olduğum mutfak gereçlerim.Bazanın altını,dolapların üstünü doldurmaya devam ediyorum.Aldıklarımı arasına koyunca artık bakıp bakıp dururum:)Bu markaların hepsi kitchen world marka buarada.Kocaman öpüldünüz.

 

 
                                                                                                                                                            CAFCAF



Mutfağımıza KÜÇÜK DOKUNUŞLAR :)

Merhaba mutfak tutkunları,

Evimizin en özel,güzel,mis kokulu bölümü mutfaklarımızdır.Bence minik dokunuşlarla mutfağımızı daha renkli ve eğlenceli hale getirebiliriz.





Şu küçük sevimli hanımefendileri mutfağınıza davet edebilirsiniz mesela.Fiyatlarıda oldukça uygun.Şuanda Markafoni'de satıştadalar.Yalnız elinizi hızlı tutmanız lazım.8 saat sonra satış kapanacak.

 



Bunlara bayıldım şahsen.Şu ufaklıklar zeytin,peynir kısaca ordör tabaklarına çok yakışacaklar.Bu ürünleride Markafoni'de bulabilirsiniz.

 

Mutfağımızda küçük dokunuşlarla kocaman değişikler elde edebiliriz.Biraz düşünmek,ne istediğimizi bilmek yeterli;)

Ürünler Kitchen World'den buarada.


CAFCAF

29 Ağustos 2012 Çarşamba

30 Ağustos ZAFER'İN BAYRAMI

Yarın 30 Ağustos 2012...

Evet yarının önemini çoğumuz biliyoruz.Bilmeyenlerimizin sayısı oldukça fazla aslında ama etrafı sarmış kırmızı ay yıldızlı bayraklarımızı etrafta görünce en azından milli bir bayram olduğunu anlayan çok diyelim.Yarın güzel gürültülerle uyanacağız.Masmavi gökyüzünü uçaklar delecek.Çocuklar heyecanlacak.Elleri gökyüzünden hiç inmeyecek.Balkonları,camları güzel bayrağımız donatacak.İstiklal marşımız gururla okunurken şanlı Türk Bayrağı gökyüzüne Atamızın yanına yükselecek.Ve biz birkez daha gözyaşlarıyla Atamıza minnetarlığımızı içten içe haykıracağız.

Bir sosyal paylaşım sitesinde çok hoş bir konuya değinmişler.Yarın pamuk eller cebe:)Büyükler küçüklerine bayrak alacak,birlikte o bayraklar balkona asılacak.Harçlıklar verilecek.Eh küçükler karlı çıkacak bu durumdan ama bu tarihi asla unutmayacaklar.Ama düşündüm de çocuklara para vermesekte onları günün önemini hatırlatan yerlere götürüp ellerde balonlar,bayraklar gezdirsek mi?Bu bana daha mantıklı geldi.Çocukları parakolik yapmaya gerek yok:)

Herneyse şimdi size 30 Ağustos ne demek? niçin kutluyoruz?sorusuna cevap yazmak istiyorum.

Ataturk29.JPG

Ülke

22x20px Türkiye Cumhuriyeti
Kuzey Kıbrıs Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti

Önemi

Türkiye Cumhuriyeti'nde her yıl 30 Ağustos günü Büyük Taarruz'un galibiyetini ve düşman birliklerinin ülke sınırlarını terk ettiğinin sevinci olarak kutlanan Türk milli bayramı

Tarih

30 Ağustos 1922

Zafer Bayramı, Türkiye Cumhuriyeti ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin[1] ulusal bayramıdır. Her yıl 30 Ağustos günü kutlanır. Zafer Bayramı, 1922 yılında 26 Ağustos'ta başlayıp, 30 Ağustos'ta Dumlupınar'da Mustafa Kemal'in başkumandanlığında zaferle sonuçlanan Başkomutanlık Meydan Muharebesi'ni (Büyük Taarruz) anmak için kutlanan bayramdır. İşgal birliklerinin ülke sınırlarını terketmesi daha sonra gerçekleşse de, 30 Ağustos sembolik olarak ülke topraklarının geri alındığı günü temsil eder.

Zafer Bayramı, ilk defa 30 Ağustos 1923 günü Afyonkarahisar, Denizli, Kahramanmaraş, Ankara ve İzmir'de kutlanmıştır. Resmî olarak Zafer Bayramı ilân edilmesi 1935 yılının Mayıs ayında olmuştur. Zafer Bayramı, tüm yurtta törenlerle kutlanır. Devlet erkânı ve birçok vatandaş, Ankara'da Anıtkabir'i, diğer illerde de anıt ve şehitlikleri ziyaret edip, Mustafa Kemal Atatürk'e, silâh arkadaşlarına ve komutasında savaşmış askerlere şükranlarını sunar. Hemen hemen her yerleşim yerinde, askerî birlikler geçit törenlerine katılır. Ayrıca dış temsilciliklerde de çeşitli kutlamalar yapılır. 30 Ağustos günü, Türkiye'de resmî tatildir.

Her yıl, Harp Okulları ve Astsubay Meslek Yüksekokulları bu tarihte mezun verir. Tüm subay ve astsubay rütbe değişiklikleri bu tarihte geçerli olur.

 

23 Ağustos - 12 Eylül 1921 tarihleri arasında yapılan Sakarya Savaşı'yla Yunan orduları gerilemek zorunda kaldı. Bu uzun zamandır Türk ordularının elde ettiği ilk başarıdır. TBMM tarafından Sakarya Savaşı'ndan sonra Mustafa Kemal'e mareşal ve gazi unvanları verildi. Tarihin bu dönüm noktasından sonra Yunan ordularının topraktan atılma kararı alınır. Sad planı adı verilen tarrruz planı ocak ve nisan aylarında iki kez ertelenir. Tarruzun hazırlıkları tam anlamıyla ağustos ayında tamamlanır. Batı cephesinin kuzeyindeki ve güney cephesindeki Türk birlikleri, büyük bir gizlilik içinde Kocatepe bölgesine kaydırıldı. İstanbul'daki cephane depolarından silah ve cephane gizlice Anadolu topraklarına getirtildi. İtilaf Devletleri tarafından tahrip edilerek kullanılmaz hâle getirilen toplar onarıldı. Yeni silahlar satın alındı. Orduya taarruz eğitimi yaptırıldı. Gazi Mustafa Kemal'in başkomutanlığını yaptığı Türk ordusu, 26 Ağustos 1922'de düşmana saldırdı. Birkaç saat içinde düşman mevzileri ele geçirildi. 30 Ağustos'ta düşman çember içine alındı. Sağ kalanlar esir alındı. Esirler arasında Yunan Başkomutanı Trikopis de vardı.

Bu savaş, Atatürk'ün başkomutanlığında yapıldığı için Başkomutanlık Meydan Muharebesi olarak adlandırıldı.

Büyük Taarruz'un başarıyla sonuçlanmasından sonra Yunan orduları İzmir'e kadar takip edildi. 9 Eylül 1922'de İzmir'in kurtarılmasıyla Türk toprakları Yunan işgalinden temizlenmiş oldu.

 

Kaynak:^ "Resmi Tatil Günleri" (Türkçe). K.K.T.C. Başbakanlık Personel Dairesi Müdürlüğü. http://www.personel.org/tek-mevzuat/resmi-tatil.html. Erişim tarihi: 2009-10-29.(Vikipedi)

 

 

Evet şimdi neden? niçin? sorularınıda cevaplamış olduk.Bu önemli günü çocuklarımıza aşılamalıyız.Unutmamalıyız,unutturmamalıyız.Şehitlerimize minnettarlığımızı dualarımızla onlara yollamalıyız.En azından böyle zamanlarda milletçe acılarımızı,üzüntülerimizi gururla dışa vurmalı ve biz burdayız demeliyiz.İnanılarak başlanmış her yol zaferle sonuçlanır.Yüksek sesle bizden kurtulmak isteyenlere sesleniyorum''NE MUTLU TÜRK'ÜM''diyene.

Acıktık!!!PİRİNÇ GRATEN VAKTİ:)




 






PİRİNÇ GRATEN

Malzemeler
1 su bardağı pirinc
2 su bardağı su
...

maydonoz (ne kadar dilerseniz)
tuz
2 kibrit kutusu kadar kaşar peyniri
2 kaşık galete unu

Kızartmak için; sıvı yağ

Hazırlanışı:
Pirinçlerimizi yıkapı suda haşlıyoruz.(lapa yapıyoruz)
soğuduktan sonra içine maydonozlarımızı doğruyoruz, birazda tuz ilave edip yoğuruyoruz güzelce.(hamurumsu bi şekil oluyor)
ceviz büyüklüğünde toplar yapıp ortalarını açıyoruz.kaşarlarımızı küp küp doruyoruz.toplarımızın içine kaşarlarımızdan koyuyoruz birer parça.
toplarımızı galete ununa buluyoruz.üzerlerini geçecek kadar kızgın yağda kızarana kadar pişiriyoruz. çıkartıp yoğurtla sıcak sıcak servis yapıyoruz.


Buda leziz gratenlerin görseli

Herşeyi kurcalayacağımı söylemiştim.Facebook anasayfamda göze çarpan güzel bir paylaşım alanından görüp buraya aktarmak istedim.Gerçekten çok pratik onu bunu eleştirel yazılar yazdıktan sonra acıkmış karnımı bu pratik gratenlerle doyurabilirim.Yapan ellere sağlık diyip,yemeğe yumuluyorum:)

CAFCAF


 


 


Hayat Benim Hayatım!!!

Evet hayat benim hayatım!!!Neden sürekli başkalarının dediklerini kendi çizgimiz olarak belirliyoruz?Neden sağa dön denilince sağa ,sola dön denilince sola dönüyoruz?

Neden sürekli başkalarının söylediği fikirleri,düşünceleri kendi düşüncelerimizden fikirlerimizden daha ön bölüme koyuyoruz?

Neden başkası sen güzelsin deyince güzel,sen çirkinsin deyince çirkin olduğumuzu hissediyoruz?

Neden herhangi birşey alırken kendi beğendiğimizi değilde karşıdakinin beğendiğini alma gereksinimi duyuyoruz?

Hayat benim hayatım istediğimi yaparım,istediğimi alırım,aynaya bakınca kim ne derse desin ben güzelim yada çirkinim cesaretini kendimize söylemeye cesaret edemiyorsak ne anlamı kaldı ben olmanın..Başkalarının düşündüklerini beynimize empoze edip onlar mutlu olsun diye gülsün diye kendimize maske takıp içten içe kendimizi yırtarcasına ağlıyoruz .Aslında dışardan nasıl göründüğümün ne önemi var.İçimin güzelliği yetmiyor mu?diye sadece kendimize sorup susuyoruz.Karşıdakine ise kabullenmişcesine onay veriyoruz bizimle alay etmesi için.Ona vuracak tokatları kendimize vuruyoruz aslında.Ne kadar mazoşist bir yapıya sahibiz.Hayat sadece mutsuzluktan ibaret değildir.Senin aynayı nereye doğrultuğunla alakalıdır.Kaynanam beni sevmiyor!Eltim saçıma tükürdü!Kocam eve süt yerine yumurta aldı,babam pasta yapmayı nerden öğrendi?,bu kabartma tozu keki nasıl kabartıyor? diye diye mutsuzluk aptal saptal(sonda saçmaladığım gibi) konularla boğusuveriyoruz.Hayat kı-sa-cık.Evet kısacık küçük ayrıltılara takılıp sızlanmak için.Madem kaynanan seni sevmiyor çıkar gitsin,eltin tükürdü sende tükür,kocan süt yerine yumurta getirdiyse süt koyma yumurta koy,git pasta yapmayı nerden öğrendiğini babana sor,kek nasıl kabarıyor internete bak falan filan.Hayat senin hayatın sen yönlendir.Seni mutsuz edene cevap bile verme.Bazen suskunluk sana güç verir karşıdakine tokat gibi çarpar,ezer,geçer.Karşıdakine suskunluğunla resti çekersin.Aklı varsa anlar zaten.Gerçi hayat senin hayatın dediğim gibi ister sus ister bağır çağır nasıl mutlu oluyorsan öyle yap.Başkalarının senin yolunu çizmesine izin verme.Bahane üretmeyi bırak.Beynin senin,kalp senin,eller,kollar,bacaklar senin.Kısacası sen seninsin...

                                                                                                                                                    CAFCAF

Sizi rahatlatacak bir reiki müziği dırımdırımdırım:)

28 Ağustos 2012 Salı

Merhaba Televizyon Yine Ben :)

Merhaba Merhaba Merhaba,

Artık kanallarda yavaş yavaş yeni yayın sezonuna ait diziler,programları göstermek hit oldu.Yeni yayın sezonu demek yeni diziler,eski dizilerin yeni sezonları demek.En önemlisi yazın bittiğinin habercisi kışın merhabacısı demek.Sevinsem mi? Üzülsem mi? bilemedim gerçekten.Neden derseniz artık deniz yok,güneşlenmek yok,dışarda denize karşı çay içip tavla oynamak yok.İş ev ev iş televizyon arasında mekik dokumak olacak yeni yayın dönemimiz.Beynimiz uyuşmuşçasına gözlerimizi hiç kırpmadan oyuncularla telepati kurup kah ağlayacağız kah güleceğiz.Hatta arada küfürü bastırıp kafamızı duvarlara vuracağız.Mutluluğumuzda üzültümüzde dizideki karakterle bağlantılı olacak.Yazın unuttuğumuz o karakterleri tekrar arayıp akraba olmuşçasına bağlanacağız.Hürrem'in yandaşı Mahidevran'ın kuyucusu,Cemile'nin dert ortağı,Berrin'in Ahmet'i olacağız.Sadece kendimiz olmayacağız televizyon sayesinde.Şimdi ben yazdım yazıştırdım.Ben farksız mı olacağım peki?Tabi ki HAYIR!Yanlış olduğunu bile bile bende bu kutunun içine girip kış boyunca çıkmayacağım.Hatta yaz geliyor eyvah!diziler sezon verecek diye homur homur homurdanacağım.Eh az kaldı sana geliyorum televizyonum,bu kadar hasretlik yetti günde üç saat az geliyordu. Çok sıkılıyordum ama sana bağlanmama az kaldı kavuşacağız.Yine sen ve ben mutlu olacağız.Dertleşeceğiz.Akşama tüm arkadaşlarımı senin için ekeceğim.Tüm planlarımı sana göre yapacağım.Özel günlerimiz olacak seninle.Arada akrabalarımız gelecek dertleşeceğiz.Sadece ben dinleyici,izleyici olacağım günlerce düşünüp kendimce senaryolar yazıp yazıp sileceğim.Hatta yerlerine geçip hayatımı kendime zindan edeceğim merhaba televizyonum yine ben geldim.

                                                                                                                                                        CAFCAF